Yıldırım Akbulut için Mecliste cenaze merasimi düzenlendi

TBMM Onur Kapısı merdivenleri önündeki merasime, Akbulut’un ailesi ve yakınlarının yanı sıra TBMM Lideri Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski TBMM liderleri Cemil Çiçek, Köksal Toptan ve Bülent Arınç, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Küme Lideri Naci Bostancı, BBP Genel Lideri Mustafa Destici, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Lider Yardımcısı Hayati Yazıcı, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, birtakım eski bakanlar, milletvekilleri, yabancı misyon temsilcileri ile Meclis işçisi katıldı.

– “Her siyasala nasip olmayacak kıymetli misyonlarda bulundu”

Cenaze merasiminde konuşan TBMM Lideri Mustafa Şentop, Akbulut’un, uzun devlet ve siyaset hayatında, birçok kıymetli ve en üst seviyede misyonlar ifa ettiğini, ülkeye kıymetli hizmetlerde bulunduğunu söyleyerek kendisine Allah’tan rahmet diledi. Mevtin, hayatı manalı kılan, acı ancak kaçınılmaz bir gerçek olduğunu söyleyen Şentop, “Ölüm, baki hayat seyahatimizde bir devrin sona ermesidir ancak yeni bir devrin, yeni bir hayat safhasının başlangıcıdır.” dedi.

“Ebedi hayatın başlangıcında, geride güzel bir sada, devletine milletine hizmetle dolu bir ömür bırakarak hayırlarla yad edilerek seyahate çıkanlara ne memnun.” sözünü kullanan Şentop, Akbulut’un ebedi hayat seyahatine hoş bir halde çıkan seçkin, müstesna insanlardan olduğunu belirtti.

Akbulut’un Erzincan’da avukatlık yaptığı devirde Adalet Partisi ile başlayan siyasi seyahatinin, 1980 askeri darbesinin akabinde kurulan ve kurucuları ortasında bulunduğu Anavatan Partisinde uzun yıllar devam ettiğini hatırlatan Şentop, siyasette sivilleşme uğraşlarının yaşandığı o yıllarda Turgut Özal’ın en yakın yol arkadaşları ortasında yer alan Yıldırım Akbulut’un her siyasala nasip olmayacak büyük ve değerli misyonlarda bulunduğunu lisana getirdi.

Şentop, parti genel başkanlığı, milletvekilliği, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı misyonlarında, ülkeye ve millete hizmet eden Akbulut’un, ömrünün son vakitlerinde dahi hizmetten geri durmadığını, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti’nde ülkesi ve milleti için çalışmaya devam ettiğini anlattı.

Siyasetin güçlü çarkları ortasında mütevazı, dürüst, sükunet içinde ve nezaketli kişiliğinden bir şey kaybetmeden ayakta kalabilmeyi başaran ve ömrü boyunca bundan taviz vermeyen Akbulut’un hafızalarda ve anılarda bu türlü yaşamaya devam edeceğini söyleyen Şentop, şunları kaydetti:

“Başbakanlığı sırasında Birinci Körfez Savaşı olarak bilinen ABD’nin Irak’a müdahalesine ülkemizin katılmaması istikametinde sergilediği kararlı tavır devlet ve siyaset adamlığı açısından çok kritik bir ataktır. Ayasofya’nın açılışına dünya gözüyle şahit olması ise çok değerli hadise, müstesna bir mazhariyettir. Çünkü Ayasofya’nın Hünkar Kasrı uzun yıllar sonra, merhum Akbulut’un Başbakanlığı periyodunda, kalıcı olarak ibadete açılmıştır. Samimiyeti, dürüstlüğü ve tevazusu ile bilinen merhum Yıldırım Akbulut halkın içinden bir devlet adamıydı. Ülkemiz ve siyasetimiz kıymetli bir bedelini, kendine mahsus bir tarz-ı siyaset erbabını, simge bir ismini kaybetti. Cenabıhak rahmet ve mağfiret eylesin. Aile fertlerinin, sevenlerinin ve milletimizin başı sağ olsun.”

– “Hiçbir vakit gönül kırmadı”

Cenaze merasiminde konuşan merhum Yıldırım Akbulut’un damadı İsmail Kırca, “Kendisi 28 yıldır kayınbabamdı ancak kayınlık kısmını atmıştık, babamdı. Hem benim hem de evlatlarının babası olarak babalığın gereğini her vakit yerine getirdi.” dedi.

Akbulut’un yanında olmaktan her vakit memnunluk duyduklarını, kendisine minnettar olduklarını söyleyen Kırca, şöyle konuştu:

“Kal değil, hal ehliydi. Az ve düşünerek konuşurdu. Bu hususta şuurluydu. Nadiren yaptığı esprilerinde dahi bir sefer olsun abartılı bir sözcük kullanmamıştır. Hiçbir vakit bir kişinin aleyhinde en ufak bir laf sarf ettiğine şahit olmadım. Bu mevzuda çok titizdi. Daima aşikâr seviyeyi müdafaaya çalışan, vakar sahibi bir insandı. En yakını olsa dahi o düzeyini daima koruma etmeye çalışırdı. Olumsuz kelamların muhatabı olsa dahi her vakit sükunetle karşıladı. Hiçbir vakit gönül kırmadı.”

Hürmet duruşunun akabinde Akbulut için dua edildi. Daha sonra Akbulut’un Türk bayrağına sarılı naaşı, askerlerin omzunda top otomobiline taşındı. Askerler tarafından top arabasından cenaze aracına alınan Akbulut’un naaşı, Ahmet Hamdi Akseki Mescidi’nde öğlen namazını müteakip kılınacak cenaze namazının akabinde Devlet Mezarlığı’na defnedilecek.

– Akbulut’un özgeçmişi

Erzincan’da 15 Kasım 1935’te dünyaya gelen Akbulut, babasının PTT memuru olması hasebiyle ilkokulu Eskişehir’de, ortaokulu Samsun’da, liseyi ise Erzincan’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirip hür avukatlık yapan Akbulut, Adalet Partisi Erzincan Vilayet Başkanlığı misyonunda bulundu.

Anavatan Partisinin (ANAP) kurucuları ortasında yer alan ve 1983’teki genel seçimde ANAP Erzincan Milletvekili olarak TBMM’ye giren Akbulut, 26 Ekim 1984 – 6 Eylül 1987 ortasında Turgut Özal tarafından kurulan 45. Hükümette İçişleri Bakanı olarak misyon aldı.

1987’deki genel seçimde yine milletvekili olan Akbulut, TBMM Lideri seçildi ve bu vazifesini 9 Kasım 1989’a kadar sürdürdü. Turgut Özal’ın 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmesinin akabinde tıpkı yıl Akbulut’un Başbakanlığında 47. Hükümet kuruldu. 17 Kasım 1989’daki ANAP 1. Harika Kongresi’nde Özal’dan boşalan Genel Başkanlık koltuğuna Akbulut oturdu.

– 2002’de TBMM’ye veda etti

Akbulut, 15 Haziran 1991’de gerçekleştirilen ANAP Kongresi’nde Genel Başkanlığa Mesut Yılmaz’ın seçilmesinin akabinde genel başkanlık ve başbakanlıktan ayrıldı. Bu süreçten sonra siyasi çalışmalarına devam eden Akbulut, 18 Nisan 1999 seçimlerinin akabinde TBMM Lideri seçildi ve bu vazifesini 2000’e kadar sürdürdü.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan fakat adaylığını 2. tıbbın akabinde geri çeken Akbulut, 2002’de ANAP’tan istifa ederek Yanlışsız Yol Partisi’nden (DYP) İstanbul milletvekili adayı oldu. Akbulut, DYP’nin barajı geçememesi nedeniyle TBMM’ye veda etti.

Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Samia Akbulut ile evli olan Akbulut 3 kız çocuğu babasıydı.