Türkiye’nin turizmde cazibesi her geçen yıl daha da artıyor

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Lideri Erkan Yağcı, Türkiye’nin rakip destinasyonların önüne geçecek farklılıklar oluşturarak, rekabet gücünü her geçen yıl artırmayı başardığını belirterek, “Turizmin, daima istihdam yaratan ve ülke iktisadına döviz girdi sağlayan bir bölümdür.”dedi.

Yağcı, Turizm Haftası hasebiyle yaptığı açıklamada, Türkiye’nin tarihi, kültürü ve eşsiz doğal hoşlukları barındıran, pek çok medeniyete mesken sahipliği yapmış değerli bir turizm destinasyonu olduğunu belirtti.

Eşsiz turizm kaynaklarının üzerine tesis edilen konaklama işletmeleri, cazibe merkezleri, spor ve sıhhat tesisleriyle geniş yelpazede yüksek kalitede hizmet sunulduğunu anlatan Yağcı, Türkiye’nin rakip destinasyonların önüne geçecek farklılıklar oluşturarak, rekabet gücünü her geçen yıl artırmayı başardığını vurguladı.

Turizm kesiminin ülke kalkınmasına olan katkısını her geçen yıl daha da hissettirdiğine dikkati çeken Yağcı, “Ülke ekonomimizde 50’den fazla iş koluyla direkt münasebeti bulunan ve bacasız sanayi olarak isimlendirilen turizmin, dolaylı ve dolaysız istihdama katkısı yüksektir. Turizm kesimi, daima istihdam yaratan ve ülke iktisadına döviz girdi sağlayan bir bölümdür.” tabirini kullandı.

Turizm katma paha oluşturma açısından da ülke kalkınmasına tesir eden bölümlerin başında yer aldığına işaret eden Yağcı, turizmden elde edilen gelirin, öbür bölümlere de direkt tesir ettiğini bildirdi.

– “Turizm, geniş yelpazede ekonomik girdi sağlıyor”

Turizm hareketlerine katılmak gayesiyle bir ülkeyi ziyaret eden turistlerin, bu süreçte sadece konaklama değil, yeme içme, cümbüş, ulaştırma, alışveriş ve kültür cinsleri üzere hizmetlerden yararlandığını aktaran Yağcı, böylelikle turizmin mahallî halkı da kapsayan geniş yelpazede ekonomik girdi sağladığını aktardı.

Türk turizm bölümünün memleketler arası pazarda marka haline geldiğini anlatan Yağcı, şunları kaydetti:

“Türk turizmi 40 yıldan fazla deneyimiyle salgın öncesi 52 milyon turist sayısına ulaştı. Hedeflenen 75 milyon turist sayısına ulaşılabileceğini gösterdi. Salgının yol açtığı global ekonomik krizle, ülkemiz için döviz girdisi ve istihdam imkanları yaratmak çok daha kıymetli hale geldi. Bu açıdan ülkemizin turizm potansiyeli yüksektir ve 75 milyon turist sayısına ulaşabilecek güçtedir.”

Yağcı, bu doğrultuda geçen yıl martta açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde sunulan mali dayanak, finansman ve likidite imkanlarının son derece değerli ve yerinde olduğunu, dalın bundan sonra da desteklenmesi gerektiğini bildirdi.

Turizmin ekonomik katkıların yanı sıra Türkiye’ye istekli elçiler kazandırdığına değinen Yağcı, “Turizm, memleketler arası tanınırlık ve müspet algı yaratma konusunda en tesirli bölümdür. Bu nedenle dal ekonomik katkısı yanında kültürel barış manasında da ‘stratejik sektör’ olarak tanımlanmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

– Salgınla turizmde yeni bir periyoda girildi

Salgınla yeni bir periyoda girildiğini, bu periyodun “korona çağı” olarak da adlandırılacağını tabir eden Yağcı, bu devirde yanlış bilgilerin yayılmaması için daima bağlantı halinde olduklarını, bilgi hijyeninin bu periyotta en değerli mevzularından biri olduğunu belirtti.

İnsan, inanç ve doğayı ön planda tutarak sürdürülebilir iş modelinin öncelikleri olacağını anlatan Yağcı, şunları kaydetti:

“Salgın sonrası devrin özellikleri, insancı iş ve bağlantı idaresi, inanç, tahlil üretmek, sıhhat güvenliği, kapsayıcılık ve bağlantı olacaktır. Turizm dalında inançlı hareketlilik, kriz idaresi, dayanıklılık, kapsayıcılık, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, sürdürülebilir yatırım ve altyapı bahisleri daha da değer kazanacaktır. Bilhassa birlikte çalışmanın, kamu ve özel bölüm uyumunun ve işbirliğinin kıymeti açıktır.”