‘Soykırım’ tabirinin kullanılabilmesi için mahkeme kararı lazım

Cumhuriyet Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Cengiz Dönmez, birtakım devletler tarafından kelamda ‘soykırım’ günü olarak ilan edilen 1915 Ermeni olayları ile ilgili olarak DHA’ya değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Dönmez, Osmanlı Devleti’nin müsamaha siyasetinin bütün azınlıklara olduğu üzere Ermenileri de kapsadığını belirterek, ”Ermeniler de bu manada kendi lisanlarını, dinlerini ve toplumsal hayatlarını rahat bir halde sürdürmüşlerdir. Hatta çeşitli devlet kademelerinde; bakanlıktan, büyükelçiliğe çeşitli devlet kademelerinde misyon almışlardır” dedi.

‘TARİHİ GEÇMİŞLE HİÇBİR ALAKASI YOKTUR’

Prof. Dr. Dönmez, 1’inci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Kafkaslarda Rusya ile çatışırken Ermenilerin Anadolu’da Türk ordusuna geriden saldırdığını söz ederek, şöyle konuştu:

“Rusların ve öteki batılıların silahlandırdıkları Ermeni çeteleri, Anadolu’nun doğusunda Türk ordusuna arttan saldırarak Osmanlı Ordularının 2 ateş ortasında kalmasına sebep olmuşlardır. Böylece Türklerin savaşta büyük zayiat vermesine ya da içeride çeşitli katliam boyutuna varacak olaylarla Türkleri yok etme planı çerçevesinde aktif bulunmuşlardır. Ermeni komitalarının birinci başta ‘Yaşamak istiyorsan komşunu öldürerek faaliyetine başla’ sloganı çerçevesinde Ermeni çeteleri Türkler aleyhinde faaliyetler yürütmüşlerdir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, yaklaşık bin 500 civarında olduğu söylenen Ermeni komitacının tutuklanarak bu savaşlarda Türklerin aleyhinde faaliyette bulunmalarını önlemeye çalışmıştır. Ermeni diasporası daha sonra bunu kullanmışlardır. Ermeniler bu 24 Nisan’da Ermeni tehcirlerini yahut tabir-i caizse teröristlerinin tutuklanma kararını kelamda bir soykırım günü olarak anmaktadırlar. Lakin bunun gerçekle, tarihi geçmişle hiçbir alakası yoktur.”

‘1,5 MİLYON ERMENİNİN KATLEDİLMESİ KELAM KONUSU DEĞİLDİR’

Prof. Dr. Dönmez, Osmanlı Devleti’nin 27 Mayıs 1915 tarihinde Ermeni komita örgütlerinin faaliyetlerini sürdürmesi üzerine daha radikal kararlar aldığını belirterek, şunları söyledi:

“Osmanlı Devleti, Anadolu’nun içerisinde Türkler aleyhinde faaliyette bulunan Ermenileri tekrar kendi toprağı olan Suriye’ye göçe tabi tutmuştur. 1915 yılı itibariyle tehcir kanunu yani göç kanunu olarak kabul edilmiş olan bu kanuna nazaran, Ermeniler her türlü can, mal, namus güvenlikleri sağlanarak göçe tabi tutulmuşlardır ve devlet gittikleri yerlerde Ermenilere tarımla uğraşıyorlarsa toprak vermek, çiftçilikle uğraşıyorlarsa hayvan temin etmek suretiyle Ermenilere çok büyük zayiat verilmemesi için tedbirini almıştır. Lakin Ermenilerin argüman ettiği üzere 1915 olayları sırasında 1,5 milyon Ermeninin katledilmesi kelam konusu değildir.”

‘BÜYÜK ERMENİSTAN KURMA HAYALİNDE’

Prof. Dr. Dönmez, Ermenilerin başşehri Van olan büyük bir Ermenistan kurmak maksadıyla 4T planı olduklarına dikkat çekerek, “Ermenilerin bu çerçevede evvel ‘Tanıtma’; yani kendi kanılarını dünyaya tanıtma ve anlatma sonra ‘Tanınma’, ‘Tazminat’ ve en sonunda ‘Toprak’ olacak biçimde bir projeleri kelam hususudur. 4T olarak tabir ettikleri bu projeleri; Tanınma, Tanıtma, Tazminat, Toprak halinde özetlenebilir. Bu boyutuyla Ermeniler Doğu Anadolu’yu kapsayacak Büyük Ermenistan’ı kurma projesi çerçevesinde bilhassa Ermeni Diasporasının yani Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin maddi ve manevi büyük dayanağı ve katkısıyla bu projeyi gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Batı dünyası da bilhassa buna dayanak vererek, geçmişte Osmanlı Devleti’ni artık de Türkiye’yi siyasi noktada sıkıştırmaya ve ödünler elde etmeye çalışmaktadırlar. Lakin bir ‘soykırım’ tabirinin kullanılabilmesi için Birleşmiş Milletler kararına nazaran bir mahkeme kararının kelam konusu olması gerekir. Lakin Türkiye’de Ermenilerin soykırıma uğradığıyla ilgili dünyanın hiçbir ülkesinde bir mahkeme kararı kelam konusu değildir” sözünü kullandı.