Olay birincisi Samsun’da nüfusun yüzde 15’i aşılandı

Sıhhat Bakanlığı’nca 27 Mart- 2 Nisan 2021 tarihleri ortasında vilayetlere nazaran 100 bin bireyde görülen koronavirüs hadise sayısının şimdiki haritası paylaşıldı.

Nüfusa oranla en çok olayın görüldüğü vilayet tekrar Samsun oldu. Kentte 20- 26 Mart tarihleri ortasında 100 bin bireyde 586,84 olan olay sayısı, 678,72’e çıktı.

Vilayet Sıhhat Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, Samsun’da Sıhhat Bakanlığı’nın uyumunda sürdürülen koronavirüs aşı çalışması hakkında bilgi verdi ve ikazlarda bulundu.

“Bu kusurlu yaklaşım, Covid-19’a yayılım için kıymetli bir fırsat tanıyor”

Samsun’da aktif bir Covid-19 aşı çalışması sürdürdüklerini ifaden eden Oruç, “350 bin doz aşıyı bugün itibariyle tamamladık. 200 binin üzerinde Samsunlunun 1’inci doz, 150 bine yakın Samsunlunun da 2’nci doz aşıları yapıldı. Yani nüfusumuzun neredeyse yüzde 15’i aşının muhafaza kalkanının içine girdi. Bu tablo pandemiyle uğraşımızda bize değerli bir güç veriyor. Lakin bu gücü hakikat kullanmamız, daha çok insanımızın aşılanmasına fırsat tanımamız ve aşılama süreci tamamlanmadan, tedbirleri bırakmamamız büyük kıymet taşıyor.

Aşılama ve tedbir sürecini bir ortada, güçlü bir biçimde yürütemezsek, aşının müdafaa alanını istediğimiz üzere genişletmemiz mümkün gözükmüyor. Üzülerek görüyoruz ki, insanlarımızın bir kısmı aşılama süreci başladığından beri, pandemi sona ermiş, bulaş bitmiş, yaşanan tüm sorunlar geride kalmış üzere davranmayı tercih ediyor.

Büyüklerimiz, nasılsa aşımızı olduk, artık müdafaa altındayız diye rahatlıyorlar; aşı olmayanlar ise nasılsa risk kümesindeki büyüklerimiz müdafaa altında, gençlerde de hastalık çok güçlü tesir göstermiyor niyetiyle kurallara uymuyorlar. Bu yanılgılı yaklaşım, Covid-19’a yayılım için kıymetli bir fırsat tanıyor” diye konuştu.

“Akraba ziyaretlerine, taziye ve cenazelere gitmekten aşı olsak da kaçınalım”

Aşının bu uğraştaki en büyük silah olduğunu tabir eden Oruç, “Covid-19’u yeneceksek, aşının bize vereceği bağışıklık gücüyle yeneceğiz. Bedenimiz aşı sayesinde, virüsle nasıl başa çıkacağını, onun tesirlerini nasıl yok edeceğini öğrenecek. Lakin bunu yaparken aşının bizi müdafaa usulünü de unutmamalıyız.

Aşı bizi hastalığı kapmaktan ya da onu bünyemizde taşıyıp diğerine bulaştırmaktan değil; virüsün oluşturduğu ağır hastalık tablosundan, hastaneye yatışımıza neden olacak semptomlardan ve muhtemel mevt hadiselerinden koruyabilir. Aşı olsak da hastalığı kapabileceğimizi ve belirtileri hafif geçireceğimizden, aşının koruyuculuğu altında olduğumuz fikriyle hastalığı daha fazla beşere bulaştırabileceğimizi unutmamalıyız.

Aşımı oldum, ailem de aşısını oldu, artık bir ortaya gelebiliriz fikri, virüsü buradan alıp, aşı müdafaasına girmemiş insanlara aktarmamızdan öbür bir sonuç doğurmayacaktır. Covid-19’u yeneceksek şu üç gerçeği kabul etmemiz gerekiyor; Covid-19 aşısı olmak, hastalığa yakalanmamıza pürüz değil. Covid-19 aşısı olmak, hastalığı taşımamıza, sevdiklerimize bulaştırmamıza mani değil.

Aşının gözetici kalkanı insanlarımızın tamamına ulaşmadan hepimiz risk altında olmaya devam edeceğiz. Lütfen son bireyimiz aşılanana kadar kurallara uymaya devam edelim. Bilhassa akraba ziyaretlerine, taziye ve cenazelere gitmekten aşı olsak da kaçınalım. Koronavirüsle çabayı fakat son ana kadar tedbirlere dikkat ederek kazanabiliriz” halinde konuştu.