DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Konya °C

Koronavirüs sürecinde sahur ve iftar önerileri minimum günlük 2 litre için

RAMAZAN ayında oruç tutarken koronavirüs ile de mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Havva Kılınç, koronavirüs sürecinde oruç ve beslenme hakkında önemli bilgiler verdi.

Koronavirüs sürecinde sahur ve iftar önerileri minimum günlük 2 litre için
02.04.2021
A+
A-

Dyt. Havva Kılınç, “Öğün içerikleri, her türlü besin grubunu (sebze, meyve, tahıl, et, yumurta, kurubaklagil, süt ve ürünleri) yeterli miktarda içermelidir” uyarısında bulundu.

Koronavirüsün bulaş riskini tek başına engelleyebilecek veya tedavi edebilecek herhangi bir gıda olmadığını ifade eden Medicana Avcılar Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Havva Kılınç, bağışıklık sisteminin güçlü olmasının önemine dikkat çekti. Güçlü bağışıklık beslenme düzen, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile mümkün diyen Dyt. Havva Kılınç, koronavirüs sürecinde oruç ve beslenme hakkında bilgi verdi.

“Sahur ve iftarda besin çeşitliliğine önem verilmeli”

Ramazan ayında oruç tutarken aynı zamanda koronavirüs ile mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Dyt. Havva Kılınç, şunları söyledi:

“Ramazan ayı süresince bağışıklık sistemini güçlü tutup vücudun koronavirüse karşı daha dirençli olabilmesi için beslenmede dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var. Sahur ve iftardaki menü içeriği, iftardan sahura kadar olan zaman aralığında sıvı ve doğru besin tercihleri yapmak önemlidir. Öğün içerikleri, her türlü besin grubunu (sebze, meyve, tahıl, et, yumurta, kurubaklagil, süt ve ürünleri) yeterli miktarda içermelidir. Günlük olarak gereksinim duyulan protein, enerji, vitamin ve mineral miktarları Ramazan ayı süresince değişmez. Bu nedenle bu dönemde de tüm besin gruplarında yer alan besinlerin tüketimine özen gösterilmelidir. Böylece koronavirüse karşı bağışıklık sistemi güçlü tutulur. Düşük fiziksel aktivite ile tutulan oruç hem uzun süren açlık hem de susuzluk nedeniyle bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına neden olur. Kabızlık problemi yaşamamak adına, sahur ve iftarda çiğ sebze, meyve tüketilmeli, haftada 2-3 gün iftarda kurubaklagil (mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya) ve zeytinyağlı sebze yemekleri yapılmalıdır.”

“Minimum 2 litre suç içmeli”

‘İftar ve sahur arasında minimum 2 litre su tüketmeye özen gösterilmeli’ diyen Dyt. Havva Kılınç, “Ramazan’da en önemli kurallardan biri sahur yapmak. Öğününüze ekleyeceğiniz en önemli besin aynı zamanda iyi sindirilebilen protein olan yumurta. Uzun süre aç kalmak iştahı ve doyma eşiğini artıracağından, genelde tüketilenden çok fazla miktarda besin, hızla tüketilmektedir. Bu nedenle besinleri acele etmeden iyice çiğneyerek tüketmek, başta vücut ağırlığını kontrol edeceğinden sağlık üzerinde olumlu etkiler gösterir. İftarı iki öğün gibi değerlendirebilirsiniz. İftar sonrası 15-20 dakika beklemeniz hem midenizin hazmı hem de kontrollü beslenme açısından önemli. Metabolizma yavaşlamasından kaçınmak için iftardan 1-2 saat sonra ara öğün yapılmalı. Güçlü antioksidan içerikleriyle bağışıklıkta önemli role sahip meyveye uygun porsiyonda yer verilmelidir. İftardan sonra yapacağınız 30-45 dakikalık hafif tempolu yürüyüşlere zaman ayırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Yemekle çok yağlı olmamalı”

Dyt. Kılınç, “Yemeklerin hazırlanmasında çok yağ kullanılmamalı ve yağlı besinler tüketilmemeli. Ramazan ayı boyunca geleneksel yiyeceklerin tüketimi arttığı için, kolesterol yönünden zengin olan kırmızı et, tereyağı ve sakatat tüketimi artmakta ve tavuk, balık gibi beyaz et tüketimi ise azalmaktadır. Bu nedenle, öncelikle kalp- damar hastalığı olan kişiler başta olmak üzere bireyler, kolesterol ve doymuş yağ tüketimine dikkat etmeliler. Bunların yerine hazmı kolay, mide- bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen posa içeren sebze, meyve ve tahıllı ekmek tercih edilmeli, yemeklerin hazırlanmasında kızartma yönteminden kaçınılmalıdır. Aşırı tatlı tüketiminden kaçınılmalıdır. Tatlı olarak mümkün olduğunca şerbetli tatlılar yerine meyve ve sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bu maddelere dikkat ettiğiniz noktada hem kilo kontrolüne destek sağlamış hem de bağışıklık sisteminizin düşmesine engel olmuş olursunuz” değerlendirmesinde bulundu.

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.