Kayseri’de iftar sofralarının ana yemeği: ‘Fırın ağzı’

Pastırması, sucuğu ve mantısıyla adeta bir marka haline gelen Kayseri’nin kendine has tadıyla en değerli lezzetlerinden de olan “fırın ağzı” yemeği, iftar sofralarının vazgeçilmezi oluyor.

Kentte kasaplar tarafından hazırlanan “fırın ağzı” yemeği, daha çok ramazan ayıyla özdeşleştiği için bilhassa iftar sofralarında tercih ediliyor.

Kuzu eti, kuyruk yağı, domates, biber ve sarımsakla iftardan saatler öncesinde kasaplarda ustalıkla hazırlatılan yöresel lezzet, daha sonra kara fırınların en serin kısımlarında pişiriliyor.

İtinayla hazırlanan tepsilerle pişirildiği taş fırından alınan klasik lezzet iftar sofralarının vazgeçilmezleri ortasındaki yerini alıyor.

Kasap Adem Aşık AA muhabirine, 25 yıllık mesleğinde fırın ağzı yemeğinin farklı bir yerinin olduğunu söyledi.

Bilhassa ramazan ayında fırın ağzının çok sık tercih edildiğini aktaran Aşık, şunları kaydetti:

“Fırın ağzı, kuzunun but ve kol kısmı yahut pirzola dediğimiz sırt bölgesinden yapılır. İsteğe nazaran de yapıyoruz. Kemikli isteyene kemikli, kemiksiz isteyene kemiksiz yaparız. Kuzu etinin de sinirsiz yerinden olur. Domates, biber, kuyruk yağı ve sarımsak eklenir. Çok hoş bir lezzeti olur. Kayseri’de bütün kasaplar fırın ağzının nasıl yapılacağını bilir. Herkes gönül rahatlığıyla gidip yaptırabilir zira bu Kayseri’nin ana yemeği sayılır. Bilhassa ramazan ayı için çok özel bir yemektir. Aslında pastırma sucuk neyse fırın ağzı da odur diyebiliriz.”

Fırıncı Sami Öztürk de fırın ağzı yemeğinin kendisine has bir lezzeti olduğunu lisana getirdi.

Fırın ağzının kendilerine kasaplardan hazırlanıp getirildiğini anlatan Öztürk, “Fırın ağzı kuzu etiyse yaklaşık 2 saatte pişer. Fırın ağzı, fırının en serin ve en sakin yerinde pişer. Vakit zaman ustamız bakıp karıştırır. Biz içine tuz, su ve salça üzere ekstra bir şey katmayız. Kasaptan nasıl geldiyse o haliyle pişer. Fırın ağzı yemeğinde ramazanda yoğunluk oluyor. Müşterilerimiz sık getiriyor. Biz kendi konutumuza nasıl olsun istiyorsak o denli pişirip müşterimize teslim ediyoruz. Burada kara ocakta, taş ocakta piştiği için insanın damağına değişik bir tat verir. Bunun tanımı yok, tatmak lazım.” diye konuştu.