Fenerbahçe’de Emre Belözoğlu şampiyonluk yarışında ekibinin gücüne güveniyor

Fenerbahçe Futbol A Ekip Yöneticisi Emre Belözoğlu, kadrosunun uygun bir güce sahip olduğunu ve şampiyonluk yarışında oyuncularına güvendiğini söyledi.

Şampiyonluk yolunda son ana kadar yarışacaklarını belirten Belözoğlu, “Sonuna kadar bu yarışın içinde olmak istediğimizi her vakit söyledim, söylemeye de devam edeceğim. Düzgün bir kadromuz var, oyunun da geliştiği yanlar var. Geliştireceğimiz anları da olacak. Ekibime inanıyorum, içerideki güce güveniyorum. Biz dönem sonuna kadar inşallah çabanın içinde olacağız. İnancımız hakikaten çok yüksek.” sözlerini kullandı.

İstediği oyunu inşa etmek için ellerindeki vaktin kâfi olmadığını lisana getiren Belözoğlu, şöyle devam etti:

“Fenerbahçe dönem boyunca ligin hali hazırda şampiyonluk adaylarından bir tanesiydi. Oyunsal manada ise kesinlikle beklentiler biraz daha farklıydı, bunu ben de daha evvel lisana getirmiştim. Futbolumuzda bir gelişme var. Her şeyden evvel güçte önemli bir olumlu gelişme görüyorum. Oyuncuların iştahı, dileği, oynama isteği bunlar önemli manada gelişti. İdmanlarımız biraz daha değişti. Lakin istediğim oyunun karşılığını tam aldım dersem bu hakikat olmaz. Zati elimizdeki mevcut vakit bir oyunu inşa etmek için kâfi müddet değil ancak oyunculara gösterdiğimizi alanda oyunun muhakkak kısımlarında net bir biçimde görebiliyorum ve bundan ötürü memnunum. Daha üstüne koymamız gereken çok yer var. Kendimizi geliştirmemiz gereken, oyunda aşikâr başlı kopmaların olduğu dakikalar var ve onları düzeltmemiz gerekiyor. Oyuncularımız birtakım isteklerimizi ise beklediğimizden çok daha uygun yapıyorlar. Şimdi tam oturmadı lakin olumlu istikamette geliştiğimizi düşünüyorum.”

“OYUNUN MUHAKKAK KISIMLARINDA GÖRMEK İSTEDİĞİM OYUNU GÖRÜYORUM”

Oynatmak istediği oyunu “Güçlü bir oyun” halinde tanımlayan 40 yaşındaki futbol adamı, “İstediğimiz, dilek ettiğimiz oynatmak istediğimiz oyun güçlü bir oyun ve oyuncular da bundan keyif alıyor. Bu oyunu hakikat bir biçimde mühlete yaymak lazım. Türkiye Ligi’ndeki her kadro bir oyun oynamaya çalışıyor. Başındaki teknik adamların takımları var, kendileri çalışıyor, rakibi tahlil ediyorlar. Bir maçtan evvel herkesin kendine nazaran bir sistemi var. Sistematik çalışıyorlar, bizi tahlil ediyorlar, biz onları tahlil ediyoruz. Oyunun belirli kısımlarında görmek istediğim oyunu görüyorum lakin bunu mühlet olarak yaymamız için biraz daha pratik etmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

“AYKUT KOCAMAN İLE AĞABEY-KARDEŞ ALAKAM VAR”

Emre Belözoğlu, Medipol Başakşehir teknik yöneticisi Aykut Kocaman ile ağabey-kardeş bağlarının bulunduğunu aktardı.

Ligde Medipol Başakşehir ile oynadıkları uğraşın son kısmında Aykut Kocaman ile yan yana sohbet etmelerinin birtakım bölümlerce eleştirilmesine değinen Belözoğlu, “Aykut hocayla 3 Temmuz’da mukadderat birlikteliği yaptık. Topluluğumuzun efsane futbolcusuydu. Teknik adam olarak şampiyonluk yaşadı. Kendisiyle uygun diyaloğum vardır, birçok hususta da kendisiyle fikir alışverişim olur. Maçın bitmesine 17-18 saniye kalmış onunla yan yana gidip kendi fikirlerimle alakalı bir şey söylediğimde bunu bir tarafa çekmek yahut konuşmak yanlışsız değil. Buna yanıt vermek de hakikat değil. Bunu görüp geçeceğiz. Bunlar futbolda tahminen Türkiye’de görülmemiş şeylerdir lakin ben her teknik adamın yanına gidip oyunu konuşabilirim, esasen bu türlü de olmalıdır. Her teknik adamın oyunu, oyunun nasıl gittiğini, nasıl geliştiğini oyunla alakalı kendi ortasında konuşmalar yapmasında hiçbir sorun görmüyorum. Her maç yaşayacağım bir şey değildir aslında, Aykut Kocaman özelinde ağabey-kardeşlik bağımdan dolayıdır lakin konuştuğumuz şey oyun üzerinedir.” tabirlerini kullandı.

Belözoğlu, hafta içinde gündeme gelen “Oynanmamış hiçbir maça 3 puan yazmam” sözüne ait ise “Mevcut puanımızı düşündüğümüzde Kasımpaşa maçını oynamadan oraya 3 puan yazamayız. Bu, futbolun içinden gelmiş herkes için çok doğal bir kelam. Aslında çok büyütülecek bir şey de söylemedim. Futbol oynamış, futbolun içinde kalmış, rastgele bir yerinde bulunmuş herkes oynanmamış hiçbir maçın 3 puan olmadığını söyler.” halinde konuştu.

Emre Belözoğlu, bir gazetecinin Ahmet Işık Çebi’nin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna da “Ahmet liderin, Sergen hocanın açıklamalarını olağan ki takip ediyoruz.
Kimi şeyler onların istediği üzere gitmiyor üzere görünüyor. Bu da olağan bir reflekstir, camiayı bir tutmak, birlikte tutmak için yapılan açıklamalar olduğu için ben kendi adıma anlayışla karşılıyorum.” diye karşılık verdi.

“OYUNCULARLA İKİLİ BAĞLANTILARIMIN DÜZGÜN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Emre Belözoğlu, oyuncularla düzgün ikili alakalara sahip olduğunu düşündüğünü lisana getirdi.

Oyuncu kümesinin çok uygun insanlardan oluştuğunu vurgulayan Belözoğlu, “Onların içinden geldim, geçen sene futbol oynuyordum. Sportif yönetici olarak da oyuncuların içinde olduğum devirler oldu alışılmış teknik adam kadar işin teknik kısmında olmasam da onların yanında oldum. O yüzden oyuncularla ikili bağlantılarımın düzgün olduğunu düşünüyorum. Ancak sonuçta ben hiçbir vakit tek bir oyuncu üzerinden oyunu değerlendirmem. Tek bir oyuncu üzerinden oyunu kötülemem. Tek bir oyuncu üzerinden de oyunu övmem. Büyük fotoğrafa bakarak söylediğimde elimde 24-25 tane çok net düzgün oyuncu var. Oynatamadığınız vakit bunun ıstırabını yaşıyorsunuz” diye konuştu.

Verdikleri kararların her vakit hakikat olamayacağını anlatan Belözoğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Ben de futbolcuydum, birinci 11’de oynamadığımda bazen benim de ‘niye oynamıyorum’ dediğim vakitler olmuştur. Onların da bu duyguyu yaşaması kadar doğal bir şey yok. Lakin biz onları kazanmak ismine, onlara doğruyu anlatmak ismine çalışıyoruz. Ben 34-35 yaşında kendimi geliştirdim, Başakşehir’e gittim oynadım orda da bir oyunu başıma oturtmaya çalıştırlar ve ben o manada kendimi geliştirdim. Buradaki bütün kadro arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ortamı müspet hale çevirdikten sonra bu oyunla kendilerini geliştirmelerini istiyorum. En küçüğünden en büyüğüne, mesleği en azından en fazlasına kadar. O yüzden hepsiyle münasebetlerim uygun. Ben bütün oyuncuları kıymetli buluyorum. Hiçbirini birbirinden ayırmıyorum, onlara da bunu net bir formda hissettirdiğimi düşünüyorum.”