Doç. Dr. Eğilmez: Ermenilere ilişkin bir tane dahi toplu mezar yok

Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermeni çeteleri tarafından 1918 yılında katledilen 3 bin Türk’ün anısına merkez Yakutiye ilçesinde yaptırılan Yanık Dere Şehitliği’nde konuştu. Eğilmez, “Erzurum’da yalnızca bu alanda 3 bin sivil can verdi; zira o sırada savaşabilecek olan birçok kişi cephede uğraş veriyordu. Bayan, erkek, yaşlı, çocuktan oluşan 3 bin insanın katledildiği yerdeyiz. Türkler, İslam öncesi ve sonrası bütün tarih boyunca insanlık onuru ile yaşamıştır.

Ermeni sorunu tarih olmaktan diğer her biçime bürünmüştür. ABD’nin 250 yıllık tarihi, zulüm ve soykırımlarla doludur. 3 asırda 35 milyon insanın hayatını kararttılar. Kızılderililerden sonra ikinci sırayı Afrikalılar alır. Köle ticareti sırasında 19’uncu yüzyıla kadar toplam 34 milyon 500 bin Afrikalı ve Orta Doğulu kölenin öldüğü biliniyor” dedi.

‘SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI, EMPERYALİZMİN EN BÜYÜK YALANI’

ABD Lideri Joe Biden’ın yapığı açıklamanın yok kararında olduğunu söyleyen Doç. Dr. Eğilmez, “Sözde ‘Ermeni soykırımı’, emperyalizmin en büyük palavrasıdır. Tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni hasımlık tohumları ekmeye çalışan radikal Ermeni lobilerinin baskısıyla ABD Lideri Biden’in 1915 olayları hakkında yaptığı şanssız açıklama, Türkiye Cumhuriyeti açısından yok kararındadır. Makus niyetli ve tek gündemi ülkemize düşmanlık olan çevrelerin iftiralarını yansıtan kelam konusu açıklamayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Açıklamada ortaya atılan kelamda ‘soykırım’ argümanı, memleketler arası hukukun talep ettiği desteklerden ve bilimsel delillerden mahrumdur. Tarihi olaylar tarihçiler tarafından araştırılmalıdır. Hakikaten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarını araştırmak için ortak tarih komitesi kurulması daveti yaptığında, tarihi bir sıkıntıyı siyasetin ve makus niyetli çevrelerin gölgesinden kurtarmak istemiştir” diye konuştu.

Doç. Dr. Eğilmez, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında yaklaşık 500 bin Müslüman Türk’ün katledilmesinin akabinde Türkler, yeni devletlerini kurup daha acılarını yaşayamamışken büyük bir kara propaganda ve iftira ile karşı karşıya kaldılar. Olayların 24 Nisan’da başladığı savaş öncesi ve sonrasında 1,5 milyon Ermeni’nin katledildiği söylenmeye başlandı. Tarihi de geçin, bu olayın matematiksel bir izahı bile yok. 1,5 milyon Ermeni’nin katledilmesi için 5 ay içinde günde 10 bin insanın ölmesi lazım. Bunu o periyotta sağlayabilecek bir teknoloji bir silah kelam konusu değil. Haydi bunları da geçtin, Türkler bu kadar Ermeni’yi öldürmüş olsun. En az 10 bin tane toplu mezara konulması gerekir. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda Ermenilere ilişkin bir tane dahi toplu mezar ortaya çıkarılmamıştır.”

‘TÜRKLER TARİH BOYUNCA ONURUYLA YAŞADI’

Türk milletinin tarih boyunca insancıl haller sergilediğini anlatan Eğilmez, şöyle devam etti:

“Tarih boyunca insanlık onuru ile yaşamış, mazluma, düşünceye düşene, yardım isteyene dostluk ve barış elini uzatmış Türk milletine karşı uzun vakittir dünya kamuoyu nezdinde büyük bir iftira ve karalama kampanyası yürütülmektedir. Bilhassa Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında birçok felakete maruz bırakılan Türk insanı, bu acı devirden sonra ne yazık ki büsbütün kasıtlı, tarihi gerçeklerle örtüşmeyen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü parçalamaya yönelik akınlara maruz kalmaktadır. Milletlerarası hukukun ve insan haklarının en temel prensibi olan ‘kendini savunma’ hakkı bile Türkler kelam konusu olunca hiçe sayılmakta ve önemsenmemektedir. Türk milleti adalet istiyor. Türk milleti olarak tüm istediğimiz, milletimize yapılan iftira ve haksızlıkların son bulmasıdır. Memleketler arası hukukun ve Birleşmiş Milletler unsur ve kararlarının eşit ve adil biçimde uygulanmasıdır. Bir olayın soykırım olarak tanımlanması için hangi koşulların oluşması gerektiğine dikkat etmeden, peşin kararla hareket etmenin türel ve yasal desteği yoktur. 1915 öncesi ve sonrasında yaşananları inceleme gereği duymayanların, Türk milletinin Ermenilere soykırım yaptığına ait sav ve kararlarını haksız, ahlaksız ve iftira olarak kabul edip şiddetle reddediyoruz.”