İbrahim Okur Ulusal Basında
Karapınar’lı değerli bürokratlarımızdan HSYK, 1. Daire Başkanı İbrahim Okur MİT krizi hakkında ilk kez konuştu
HSYK, 1. Daire BaÅŸkanı İbrahim Okur, MİT krizi hakkında ilk kez konuÅŸtu ve hükümeti özel yetkili mahkemeler konusunda uyardı: "250. madde savcılara çok geniÅŸ yetkiler veriyor. Kamuoyunun yakından takip ettiÄŸi davalarda karşılaşılan özensizlikler nedeniyle söz konusu yetkilerin gözden geçirilmesi ve daraltılması önemli"
HSYK 1. Daire BaÅŸkanı İbrahim Okur, son zamanlarda sıkça tartışılır hale gelen CMK 250. madde ve bu madde ile görevli Cumhuriyet Savcıları konusunda önemli uyarılarda bulundu. Kamuoyunda "emniyetten ne gelirse davaya dönüÅŸüyor", "kiÅŸilerin lekelenmeme hakkına riayet edilmiyor", "soruÅŸturma ve davalar özensiz yürütülüyor, "özel yetkili mahkemeler güvenlik kaygısıyla hareket ediyor" ÅŸeklinde bir algı olduÄŸunu ifade eden Okur, bu sorunların çözümü için baÅŸta Adli Kolluk Kuvvetlerinin oluÅŸturulması ve CMK 250.madde ile tanınan yetkilerin daraltılması gerektiÄŸini söyledi.
ÖZGÜRLÜKÇÜ YORUMLANMALI
HSYK 1. Daire BaÅŸkanı İbrahim Okur, STAR gazetesinin "Dün bir köÅŸe yazısında size atfen CMK 250. madde nasıl yorumlanmalı sorusuna ‘Elbette özgürlükçü bir gözle yorumlanmalı" cevabını verdiÄŸiniz yazıldı. Bu cevabınızdan 250’nci maddenin özgürlükçü yorumlanmadığını mı anlamalıyız?" sorusunu cevaplandırdı.
İşte Okur’un Star gazetesinde yayımlanan o ropörtajı…
ÖZGÜRLÜK KAYGI KURBANI OLMASIN
Bu mahkemelerde görev yapan meslektaÅŸlarımız güvenlik kaygılarıyla özgürlükleri askıya alacak uygulamalardan kaçınmalı ve ölçülü davranmalıdırlar.
SAVCILAR SORUŞTURMADA ETKİN DEĞİL
Ülkemizde tüm çalışma ve tartışmalara raÄŸmen maalesef adli kolluk oluÅŸturulamadı. Kolluk İçiÅŸleri Bakanlığına baÄŸlı ve kendi usullerine göre çalışıyor. Gerçekten iyi eÄŸitim almış, yetiÅŸmiÅŸ bir kadroları da var. Ancak doÄŸrudan Cumhuriyet savcılarına baÄŸlı çalışmadıkları için soruÅŸturma evresinde Cumhuriyet savcıları evrak önüne gelene kadar yeterince etkin olamıyorlar. Evrak kendilerine intikal ettikten sonra da iÅŸ yoÄŸunluÄŸu, soruÅŸturmada gelinen aÅŸama gibi sebeplerle soruÅŸturmanın seyrini etkilemek ve deÄŸiÅŸtirmek her zaman çok kolay olamıyor.
NE GELİRSE DAVAYA DÖNÜÅžÜYOR ALGISI
Bunun sonucu olarak da kamuoyunda emniyetten ne gelirse davaya dönüÅŸüyor gibi bir algı ortaya çıkıyor. Görevlerini büyük bir özveri ile yerine getiren Cumhuriyet Savcılarımız da bu sebeple töhmet altında kalıyorlar. Onun için öncelikle adli kolluk sorununun çözülmesi, daha sonra da savcılarımızın iÅŸin özünü yakalayacak kadar olayın içinde olmaları gerekiyor.
KİŞİLERİN LEKENMEME HAKKI VAR
Özellikle CMK 250’nci maddeyle yetkili savcılıklar ve ağır ceza mahkemelerinde kiÅŸilerin lekelenmeme hakkı, ölçülülük ilkesi ve masumiyet karinesi gibi hususlarda yeterince özenli davranılmadığı kamuoyunun büyük çoÄŸunluÄŸunca kabul edilmektedir. Tutuklamanın bir tedbir olduÄŸu asla unutulmamalıdır.
Bu mahkemelerde görev yapan meslektaÅŸlarımız güvenlik kaygılarıyla özgürlükleri askıya alacak uygulamalardan kaçınmalı ve ölçülü davranmalıdırlar. Güvenlik-özgürlük dengesi çok hassas bir dengedir. Hakim ve savcılar suç ve suçlu bulmak için deÄŸil hakikati ortaya çıkarmak ve adaleti tesis etmek için çalışmalıdırlar. Bunun için kendilerine verilen geniÅŸ yetkileri kullanırken bir kuyumcu dikkat ve özeniyle hareket etmek zorundadırlar. Ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan ‘bir masumun suçsuz yere hapse girmesindense, bin suçlunun serbest kalmasının tercih edilmesi’ anlayışını terk etmemeleri gerekmektedir.
CMK 250 ÇOK GENİŞ YETKİ VERİYOR
Bizim uygulamamızda 250’nci madde savcılara çok geniÅŸ yetkiler vermektedir. Bu yetkilerin kullanılmasında keyfi sayılabilecek davranışlardan sakınılması, haklı ve doÄŸru soruÅŸturmaların bile doÄŸruluÄŸundan kuÅŸku duyulmasına neden olacak yaklaşımlardan kaçınılması gerekmektedir. Son birkaç yıldır kamuoyunun yakından takip ettiÄŸi davalarda zaman zaman karşılaşılan özensizlikler yargıya duyulan güveni olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple de söz konusu yetkilerin gözden geçirilmesi ve daraltılmasının kiÅŸi hak ve özgürlükleri anlamında önemi tekrar karşımıza çıkmış bulunmaktadır.
SAVCI VE HAKİM POLİS GİBİ BAKAMAZ
Kolluk görevlilerinin iÅŸlerinin gereÄŸi olarak ÅŸüpheci yaklaÅŸmaları, suçluları bulmak için çaba harcamaları ve devleti koruyan bir tavır sergilemeleri anlaşılabilir. Ama savcı ve hakimlerimizin tümüyle tarafsız bir gözle kiÅŸi hak ve özgürlüklerine özen göstererek çalışmaları gerekir. Hele ki hakimlerimizin kendi düÅŸünce ve inançlarından dahi bağımsız olarak, tarafsız bir gözle olayları deÄŸerlendirme mecburiyeti bulunmaktadır. Hakim ve savcılar olayı en ince ayrıntısına kadar bilecek kadar olayın içine girmeli ama kararlarını verirken olayın dışından bakıp objektif deÄŸerlendirme yapmalıdırlar.
CMK 250 İLE İLGİ EĞİTİM VERECEĞİZ
Adalet dağıtan insanların bağımsız olması çok önemlidir ama en az bağımsızlık kadar önemli bir diÄŸer husus da tarafsız olmalarıdır. Hakim ve savcılar karşılarına gelen insanların kim olduklarıyla deÄŸil ne yaptıklarıyla, ceza kanunu açısından iÅŸledikleri fiillerin suç oluÅŸturup oluÅŸturmadığıyla ilgilenmeli, usul kurallarını zorlamadan ve hiçbir etki altında kalmadan, taraf olmadan kararlarını vermelidirler. Bu anlayışın yerleÅŸtirilebilmesi için 12 Mart’tan itibaren 9 gün sürecek iki dönemlik bir eÄŸitim planlıyoruz.
CMK 250 ile yetkili tüm hakim ve savcılara yönelik bu programda 250 uygulamalarını tartışmayı planlıyoruz.